Randevu Hattı

0232 252 01 07 (pbx)

info@gaziemirtipmerkezi.com

Hasta Hizmetleri

Radyoloji

Radyoloji Nedir?

Radyolojik yöntemler eşliğinde birçok hastalığın teşhis ve tedavi edilmesidir.

Bilgisayarlı Tomografi Nedir?

Bilgisayarlı Tomografi (BT), vücut içindeki alanların ayrıntılı resimlerini veya taramalarını oluşturmak için özel röntgen ışını kullanılan bir görüntüleme yöntemidir. Farklı açılardan çekilen röntgen görüntülerini birleştirerek kemik, damar ve yumuşak dokuların kesit görüntülerini oluşturur.

İnceleme sırasında hastanın bilgisayarlı tomografi masasında hareketsiz olarak yatması gerekir. Masa, cihazın orta kesimine doğru hareket ederken ilgili vücut kesimini görüntülemek için çok sayıda kesitsel görüntü cihaz tarafından alınır. İnceleme sırasında acı ya da ağrı hissi oluşturacak bir uygulama bulunmamaktadır. Karın BT tetkiklerinde genellikle ağızdan içirilen ilaçlı su ile tüm bağırsakların boyalı su ile dolması sağlanarak, barsak içinde ya da duvarında yer alan kitlelerin diğer dokulardan ayırımı kolaylaştırılır. Damardan pompa ile hızla verilen ilaç ile kanı boyayarak aynı incelemede damarların durumu, kitle ile damarların ilişkisi, kitlenin kanlanma özellikleri ve bazı kitlelerin görülebilir hale gelmesi sağlanır.

Hızlı yapılması, dakikalar içinde çok farklı organ sistemlerini incelemesi nedeniyle tercih edilmektedir.

Bilgisayarla Tomografi (BT) neden çekilir?

  • Kemik kırıkları, bozuklukları veya kemik tümörlerinin teşhisinde
  • İç organlardaki yaralanmalar ve iç kanamaların belirlenmesinde
  • Tümör, enfeksiyon veya kan pıhtısının vücuttaki konumunun belirlenmesinde
  • Ameliyat, biyopsi veya radyasyon tedavilerinin planlanmasında
  • Biyopsi veya iğne aspirasyonu gibi belirli girişimsel işlemlerde görsel yardım sağlanması
  • Kanser, kalp hastalığı, akciğer nodülleri ve karaciğer kitleleri gibi hastalıkları belirlenmesinde
  • Kemik direncinin ölçülmesi
  • Kanser tedavisi gibi bazı tedavilerin etkinliğinin izlenmesinde
  • Kanser evresinin belirlenmesinde
  • Kolorektal kanser taraşında
  • Böbrek ve mesane taşları
  • Ülseratif kolit ve sinüzit gibi enflamatuar hastalıklar

Kemik Danstometresi Nedir?

Kemik dansitometresi, kemik yoğunluğu kaybını değerlendirmek ve kemik mineral kaybını ölçmek amacıyla uygulanan bir tarama testidir. Osteoporozun yani kemik erimesinin kesin olarak saptanabilmesi için DEXA adı verilen ve X ışınlarının daha da kuvvetlendirilmiş bir formu kullanılan cihazla yapılmaktadır. DEXA doğruluğu kanıtlanmış bir yöntem olmakla birlikte, uygulaması esnasında da herhangi bir ağrı acı hissedilmemektedir. Sıklıkla menopoz sonrası kadınları etkileyen ancak erkeklerde de görülebilen osteoporozun tanısında kullanılmaktadır. Osteoporoz, kemiklerin daha ince ve kırılgan hale gelmesine neden olan ve derece derece kalsiyum kaybıyla meydana gelen bir hastalıktır. DEXA aynı zamanda kemiklerin kırılma riskini de ortaya koyar. Eğer kemik yoğunluğu düşükse, kemik kırılganlığından korunmak adına it bit tedavi programı uygulanmalıdır. DEXA işleminin yapılması gereken durumlar; 60 yaş üstü, menopoz sonrası dönem, alkol ve sigara kullanımı, uzun süreli yatak istirahati, ailede osteoporoz öyküsü gibi durumlar olup, kemik taramasının yılda bir defa yapılması önerilir.

Kemik yoğunluğu ölçümü kimlere ve ne zaman yapılır?

  • Menopoz öncesi dönemde osteoporoz açısından yüksek risk taşıyan kadınlara
  • Cerrahi olarak menapoza giren (her iki yumurtalığı alınan) kadınlara
  • Menopozdaki kadınlara
  • Steroid ilaçlar gibi kemik kaybına neden olan ilaçları kullananlara
  • Ailede osteoporoz öyküsü bulunanlara, omurga kırığı olanlara
  • Kendisinde veya annesinde kalça kırığı hikayesi olan hastalara
  • Tip 1 diabet, karaciğer ve böbrek hastalığı olanlara
  • Yılda 2.5 cm. den fazla boy kısalması olanlara
  • Ciddi hipertiroidi hastalarına
  • Hiperparatiroidi hastalarına
  • Hafif bir travma ile kırık oluşan hastalara
  • Testeron seviyesi düşük olanlara
  • 1 aydan uzun süren hareketsiz (immobilizasyon) kalmak zorunda olanlara
  • 5 yıldan uzun romatoid artrit ve ankilozan spondilit öyküsü olanlara Kortizon veya metotreksat tedavisine başlarken ve tedavi sırasında yılda bir kez
  • Röntgen filminde kemik erimesi (osteoporoz) veya omurga kırığı şüphesi gözlenen hastalara
  • Kalsiyumdan fakir beslenenlere
  • Erişkin yaşta küçük darbe veya travmalarla kırık oluşması durumlarında
  • Röntgen filminde kemik yoğunluğunda azalma (osteopeniye) saptananlara
  • Aşırı Alkol, sigara, kahve tüketenlere mutlaka yapılmalıdır.

Röntgen Nedir ?

Tıpta kullanılan en önemli tanı yöntemlerinden biri olan röntgen, dokularda gözle görülmeyen sorunların teşhisi için kullanılır. Dokulardan geçerek dokunun sertliğine ya da yumuşaklığına göre bazı gölgeler oluşur. Bundan faydalanılarak gözle görülmeyen dokuların durumunu göstererek teşhis konmasını sağlar. Çekilen film sırasında çıkan siyah beyaz gölgeler bu işi iyi bilen doktorlar tarafından okuması yapılarak hastalığın teşhisi yapılır.

Düz akan X ışınları yönlendirilerek dokuların içinden geçmesi sağlanır. Dokuların kalınlığına ve cinsine göre değişmektedir. Kayda alınması sağlanan filmler daha sonra da gösterilebilmektedir. Konversiyonel röntgenler akciğer ve iskelet çekimlerine örnek olan röntgenlerdir. Radyoskopiler ise hareketli organların çekim ve tetkiki için kullanılırlar.

Vücudumuzdaki yapıların özellikle kemiklerin görüntülenmesi için kullanılan yöntemdir. İşlem acısız ve kısa süren bir yöntemdir. Vücudumuzdan geçen röntgen ışınları geçtikleri bölgenin yoğunluğuna göre değişiklik gösterirler. Kemik gibi yoğunluğu fazla olan bölgeler röntgen filmlerinde beyaz olarak görünür. Ciğerler ve hava siyah, yağ ve kas dokuları ise gri tonlarında görülür.

Travmalara maruz kalınması, akciğer sorunları, idrar yolu sorunları, sindirim sistemi rahatsızlıkları ve göğüste oluşmuş olabilecek kitleler için 40 yaş altı kadınlar için çekilmesi önerilen bir yöntemdir.

Röntgen çok çeşitli bir görüntüleme yöntemidir ve dinamik röntgen, bağırsak röntgeni, bacak röntgeni, boyun röntgeni, omurga röntgeni gibi çeşitleri bulunmaktadır.

Ultrason nedir?

Ultrasonografi ses dalgasını kullanan non-invaziv (girişimsel olmayan) bir görüntüleme yöntemidir.Prob adı verilen parçalar incelenecek bölgeye ses dalgasını gönderir ve yansıyan ses dalgalarını alır.Ultrasonografi cihazları iyonize radyasyon içermediği için çocuk ve gebe hastalarda güvenle kullanılmaktadır.Özel problar sayesinde karaciğer, safra kesesi, safrayolları, dalak, pankreas, böbrekler, kadın ve erkek genital organları, tiroid bezi, gebelik takibi vb organların incelenmesinde en sık kullanılan görüntüleme yöntemidir.

  • Abdomen (tüm batın) USG ,
  • Abdomen üst (üst batın) USG,
  • Boyun USG,
  • Eklem USG,
  • Meme USG,
  • Tiroid USG,
  • Üriner sistem USG,
  • Yüzeyel doku USG

Klinisyenler tarafından tanı için başvurulan ,en sık kullanılan USG örnekleridir.

Çekilecek Ultrasonografiye farklı şartlar gerekebileceğinden radyoloji randevu biriminde görevli sekreterler tarafından yapılan uyarılar dikkate alınmalıdır. Örneğin bazı ulrasonlarda aç ve idrara sıkışık olmak gerekir

Mamografi nedir?

Düşük doz X-ışını kullanarak görüntü elde edilen mamografi, memenin görüntülemesi için kullanılan en temel yöntem. Tüm görüntüleme ve tanı yöntemleri içinde meme kanserini en erken saptayabilen yöntem mamografi. Bir nevi memenin görüntüsünü alabilen röntgen cihazı olarak açıklanabilir.

Mamografi çekiminde amaç, meme kanserinin erken evrede saptanabilmesi çünkü meme kanseri ne kadar erken saptanırsa tedavisi de o kadar başarılı yürütülebiliyor. Günümüzde bilinen standart mamografi yönteminin yanı sıra başta dijital olmak üzere farklı mamografi teknolojileriyle hizmet veriliyor.

Yaygın olarak ise dijital mamografi kullanılıyor.

Mamografide görüntü elde etmek için memenin görüntü dedektörü ve kompresyon plakası arasında bir miktar sıkıştırılması gerekiyor. Rutin mamografide her memenin önden ve yandan iki farklı poz görüntüsü alınıyor. Eğer şüpheli bir bulgu varsa bu alanı daha iyi görüntülemeye ve tanı koymaya yönelik ek filmler çekilmesi gerekebiliyor.

Manyetik Rezonans Görüntüleme

Manyetik Rezonans Görüntüleme büyük mıknatıslarla oluşturulan güçlü manyetik alan içinde radyo dalgaları kullanılarak belirli anatomik yapıları, diğer yapılardan net olarak ayırt etmek, sağlıklı ve hastalıklı dokular arasındaki farklılıkları saptamak ve tanımlamak için kullanılan bir tıbbi tekniktir. Bu özelliğiyle de çok küçük bebeklerde ve hamilelerde bile ( hamileliğin ilk üç ayında mutlak bir gereklilik olmadıkça tercih edilmez) tanısal amaçla güvenle kullanılabilen bir yöntemdir.

Ayrıca Emar (MR) uyumlu anestezi cihazları yardımıyla kapalı yerde bulunma korkusu olan hastalarda, yaş olarak çok küçük çocuk ve bebeklerde, içeride hareketsiz kalamayacak hastalarda güvenli bir şekilde çekim yapılabilmektedir. Her bölge için yeterli ve özel programlarla donanmış cihazla;

  • Beyin, göz, iç kulak ve kulak yapıları, hipofiz, çene eklemi, beyin atardamar ve toplardamar sistemleri gibi kafa bölgesine yönelik incelemeler,
  • Boyun yapısı, gırtlar, yutak, tükürük bezleri, dil ve çevre yapıları,
  • Akciğerler, kalp ve kalple ilişkili büyük damarlar,
  • Karın içi organlar, alt karın bölgesi,
  • Boyun, sırt ve bel bölgesi omurga patolojileri,
  • Omuz, kol, dirsek, el bileği, el, kalça, uyluk, diz, bacak, ayak bileği ve ayak gibi uzuvların ve eklemlerin incelemeleri
  • Tüm vücut anjiografi
  • MR spektroskopi,
  • Kranial ve abdominal diffüzyon görüntüleme,
  • Perfüzyon MRG,
  • MRCP, MR pyelografi ve MR myelografi,
  • BOS akım çalışması,
  • Kinematik incelemeler
  • Tüm vücut metastaz tarama
  • Dinamik doku ( karaciğer, meme, tümör ) MR
  • Bölgesel MR anjiografik incelemeleri