Kulak Burun Boğaz Kliniğimizde Yapılan Tedaviler Boğaz Ameliyatları • Adenoidektomi (geniz eti ameliyatı) • Tonsillektomi (bademcik ameliyatı) • Uvulopalatofaringoplasti (horlama ameliyatı) • Direk Larengoskopi ve Mikrolarengoskopik Cerrahi (ses telleri ve gırtlaktaki kitlelere yönelik ameliyatlar) • Dudak tümör ve kistleri ameliyatı Burun Ameliyatları • Septoplasti (burun orta bölgesindeki kemik ve kıkırdak eğriliklerine yönelik ameliyatlar) • Konkaplasti (burun etlerine yönelik ameliyatlar) • Endoskopik Sinüs Cerrahisi (sinüzit ameliyatları, burun polipi ameliyatları) • Rinoplasti (estetik burun ameliyatları) Kulak Ameliyatları • Ventilasyon tüpü takılması • Timpanoplasti (kulak zarı tamiri) • Kepçe kulak ameliyatı Tükrük Bezleri ve Cilt Ameliyatları • Tükrük bezi taşı ve tümörü ameliyatları • Cilt tümörü ameliyatları ADENOİDEKTOMİ (GENİZ ETİ) AMELİYATI: ![]() Geniz eti (adenoid) geniz boşluğunun üst kısmında (tavanında) bulunan bir savunma dokusudur. Yabancı organizmalar ve mikropları tutar ve onlarla savaşarak, vücuttan uzaklaştırır. Girintili çıkıntılı bir yapıya sahip olan geniz eti özellikle çocukluk çağında oldukça etkin çalışır. Genetik nedenlerden ya da hastalıklara sık yakalanmaktan geniz eti büyümesi gözlenebilir. Büyüyen geniz eti çocuklarda; soluk almada zorluğa, uyku bozukluklarına, iştahsızlığa, büyüme geriliğine, diş yapısında ve çene kemiklerinde bozukluklara, kronik sinüzite ve orta kulak hastalıklarına neden olabilmektedir. Bu nedenle tedavi edilmesi gereken ciddi bir sorundur. Büyük geniz etinin en kesin tedavisi ameliyatla geniz etinin alınmasıdır. Geniz eti ameliyatı nasıl gerçekleşir? Genel anestezi sonrasında, ağzı açık tutan bir metal gereç yerleştirilir. Özel cerrahi aletleri ile geniz eti 1-2 dakika içinde çıkarılır. Endoskop aracılığı ile geniz boşluğu kontrol edilir ve geniz etinin kalıntı kalmadan tamamen çıkarıldığı gözlenirse ameliyat bitirilir. Geniz eti ameliyatı toplamda 15-45 dakika kadar sürebilmektedir. Geniz eti ameliyatından sonra Ameliyattan bir kaç saat sonra çocuğa yemek verilir, ayağa kaldırılır ve tuvalete gitmesi sağlanır. Bu süreci iyi geçirdiği anlaşılan çocuk taburcu edilir. Ameliyat akşamı ağrı duyulursa ağrı kesicilerin kullanımı söz konusu olabilir. Ertesi gün ise çocuk tamamen normal hayatına geri dönebilir. 3-4 gün kalabalık ortamlardan uzak durması tavsiye edilmektedir. Bunun dışında bir kısıtlama olmamakta ve ilaç kullanımına gerek duyulmamaktadır. TONSİLLEKTOMİ (BADEMCİK) AMELİYATI ![]() Bademcikler (tonsiller), dilin arka tarafında boğazın iki yanında yer alan yapılardır. Görevleri bakteri, virüs gibi mikroorganizmalara karşı vücudun savunmasını sağlamaktır. Ancak bademciklerin normalden büyük olması ya da sıklıkla enfekte olması/iltihaplanması çeşitli sorunlara neden olabilmektedir. Sık tekrar eden bademcik iltihabı (tonsillit); çocuklarda büyüme geriliği, kalp romatizması, böbrek iltihabı, eklemleri etkileyen hastalıklar gibi ciddi sağlık problemlerine neden olabilmektedir. Gereğinden büyük olan bademcikler ise; uyku apnesi ve buna bağlı gelişen horlama, ağız kokusu, dikkat bozukluğu, sinirlilik hali, depresyon, gündüz uyku hali gibi sorunların ortaya çıkmasına yol açabilmektedir. Kimler bademcik ameliyatı olabilir? Bademciğin nefes yolunu tıkayıcı büyüklüğe ulaştığı durumlarda ve yılda en az defa bademcik iltihabı (tonsillit) geçiren kişilere bademcik ameliyatı; tıptaki adı ile tonsillektomi önerilmektedir. HORLAMA (UVULOPALATOFARİNGOPLASTİ) AMELİYATI ![]() Uykuda nefes alımı sırasında, havanın dar alandan geçerken yumuşak dokularda titreşime neden olmasıyla oluşan sese horlama denir. Horlamanın en sık rastlanan nedenleri şöyle sıralanabilir: • Küçük dilin aşağı doğru sarkması/büyümesi • Kasların zayıflaması (alkol alımı ve bazı ilaçların kullanımı da geçici olarak kasların zayıflamasına neden olabilmektedir) • Normalden büyük bademcik • Geniz eti büyümesi • Uzun damak • Burun tıkanıklığına yol açan deformasyonlar • Fazla kilo Horlama tedavisi için öncelikle horlamaya neden olan etkenler muayene ve testler ile tespit edilir. Burun tıkanıklıkları, küçük dil büyümesi, damak sorunları, bademcik, geniz eti büyümesi ameliyatlar ile düzeltilebilmektedir. DİREK LARENGOSKOPİ VE MİKROLARENGOSKOPİK CERRAHİ (SES TELLERİ VE GIRTLAKTAKİ KİTLELERE YÖNELİK AMELİYATLAR) ![]() Gırtlak ve yutağın mikroskop altında ayrıntılı incelenmesi için tanı amaçlı yapılabileceği gibi çoğu kez bu bölgelerdeki nodül, polip, kist veya diğer kitlelerin çıkarılması amacıyla yapılır. Tamamı bu yolla çıkarılamayacak kadar büyük kitlelerde de parça almak amacıyla uygulanır. Direkt laringoskopi ağız içinden yapılan bir ameliyattır. Ağızdan gırtlağa kadar uzanan metal bir araç yerleştirilerek gırtlağın direkt görüş alanına girmesi sağlanır. Genellikle bu aracın uygulanmasını takiben kısa süre içinde tamamlanan bir operasyondur. Bu işlem sırasında dişlerde, dilde ve boğazda zedelenmeler olabilir. Diğerleri kısa sürede geçen hafif ağrı dışında önemli problem yaratmasa da diş kırılması önemlidir. Kullanılan diş koruyucularla bu komplikasyona genellikle engel olunur. Ancak diş yapısı düzensiz olan hastalarda dişleri korumak kolay olmayabilir. Ayrıca kullanılan bu aracın dile yaptığı baskı nadiren dilin altından geçen tad alma sinirinin sıkışmasına neden olabilir. Ortaya çıkan tad alma bozukluğu çoğu zaman 1-2 ay içinde geçer. Ses teli üzerinden nodül, polip gibi oluşumların alınması gerektiğinde ses telinin derin dokularını zedelememeye ve ses teline geniş bir hasar vermemeye özen göstermek gerekir. Aksi halde kalıcı bir ses bozukluğuna neden olunabilir. Özellikle büyük ve derin yerleşimli oluşumlarda ses kalitesinde bir miktar bozulma kaçınılmaz olabilir. Ancak bu çoğu kez ancak sesini profesyonel olarak kullananlar için sorun oluşturacak kadar belirgin olur. Çok büyük ve özellikle her iki ses telini de tutmuş olan oluşumlarda operasyon seanslı olarak planlanabilir. Aksi halde ses tellerinde yapışıklığa bağlı kalıcı ses bozukluğuna yol açılabilir. Ayrıca kötü huylu tümörlerde bu yolla yapılan ameliyatlar çok nadiren hastalığın tedavisi için yeterli olabilir. Genellikle yalnızca biopsi almak amacını taşır ve takiben açık ameliyat gerekir. Enfeksiyon sorunu bu ameliyatlarda hemen hemen hiç görülmez. Ancak yine de göz önüne alınması gerekir. Kanama ise özellikle damardan zengin tümörlerden biopsi alınması sonucu olabilir. Kanama miktarı çok olursa kanayan yer direkt solunum yolu olduğu için problemli olabilir. Bu durumda ek müdahaleler gerekir. Nodül, polip gibi ameliyatlarda ise kanama olması beklenmez. DUDAK TÜMÖR VE KİSTLERİ AMELİYATI ![]() Ağız boşluğu kanserleri sıklıkla ağrıyla belirti vermezler. Hastalık ilerledikçe, ağızda harabiyet oluştukça şikâyet başlar. Kanser erken evrede diş hekimi rutin muayenesinde tespit edilebilir. Ağız kanseri erken dönemde teşhis edilerek tedavi edilmezse, yayılarak beyin gibi hayati bölgelere yayılabilir. Tespit edildiği anda cerrahi olarak tedavi edilmelidir. Dudak kanseri; ağız boşluğunda en sık görülen kanser çeşidi dudak kanseridir. Tüm baş boyun bölgesine yerleşen kanserlerin %12’sini oluşturur ve sıklıkla alt dudakta görülür. Daha çok 60 yaş üzeri erkeklerde sık görülür. Dudak kanseri neden oluşur? Uzun süreli, korunmasız güneş ışığına maruz kalmak dudak kanserine neden olan en önemli faktör olarak düşünülmektedir. 2. Önemli faktör tütün kullanımıdır. Ağız ve dişlerin hijyeninin olmaması, alkol kullanımı diğer risk faktörleridir. Dudak kanseri nasıl belirti verir? Erken fazda dudakta görülen beyaz kabuklu lezyonlar şüphe uyandırır. Lezyonun kabuğu kaldırılınca kanama karakteristiktir. Bu tür kurutlanma, kanser daha derin dokulara ulaşmadan yıllarca sürebilir. Kanser ilerledikçe çene kemiği tutulumu görülebilir. Dudak kanserinin tanısı nasıl konur? Dudak kanserlerinin kesin tanısı biyopsi alınması ve biyopside alınan parçanın patolojide incelenmesi ile konulur. Dudak kanserinin tedavisi nedir? Dudak kanserleri tedavisinde tümör bir miktar sağlıklı doku ile birlikte çıkartılır ve gerekli hastalara boyun disseksiyonu da yapılır. Bazı vakalarda ileri evrelerde cerrahi ile birlikte radyoterapi ve kemoterapi tedavileri de uygulanmalıdır. SEPTOPLASTİ (BURUN ORTA BÖLGESİNDEKİ KEMİK VE KIKIRDAK EĞRİLİKLERİNE YÖNELİK AMELİYATLAR) ![]() Septum Deviasyonu Nedir? Burun tıkanıklığı toplumda sık görülen bir şikayettir, erişkinlerin yaklaşık üçte birinde kronik burun tıkanıklığı görülmektedir. Nazal septum; her iki burun deliğini birbirinden ayıran ortadaki bölmeye denir. Bu bölme (septum) önde kıkırdak, burnun gerisinde ince bir kemik yapıdan oluşur. Üzeri mukoza ile örtülüdür. Septumun orta hattan sağa ya da sola eğilmesine septum deviasyonu kısaca deviasyon denir. Aslında erişkinlerin yaklaşık %80 inde az ya da çok deviasyon görülür ancak bunların çoğu şikayet oluşturacak düzeyde değildir. Deviasyon Neden Olur? Deviasyon oluşumunun en önemli nedeni burun travmalarıdır. Bu travmalar anne karnındaki travmalardan, doğum sırası ve sonrasındaki travmalarıda içerir. Ancak sıklıkla çocukluk çağındaki küçük veya büyük travmalar neticesinde burun bölmesinin (septumun) farklı büyüme noktaları tetiklenir, kıkırdak üretimi artar ve büyüme sürdükçe septum kıkırdak ve/veya kemiği eğilmeye başlar. Bazen septum kıkırdağında kırık hattı oluşabilir. Travmanın şiddetine ve yönüne göre deviasyonun şiddeti, şekli ve yönü değişir. Bu travmalar bazen burnun dış görünüşünü de bozabilir. Ne gibi Şikayetlere Neden Olur? • Burun tıkanıklığı, ağzı açık uyuma, horlama; Genellikle deviasyon olan tarafta sabit bir tıkanıklık, diğer tarafta ise burun etinin zaman zaman şişmesine bağlı değişken tıkanıklık gözlenir. Hastalar farkında olmadan genelde deviasyon olan tarafa yatınca daha rahat nefes alırlar. Deviasyonun derecesi değişmese bile verdiği tıkanıklık ve rahatsızlık hissi 30 lu yaşlardan sonra kendini daha fazla hissettirir. Ağzı açık uyumaya bağlı olarak özellikle sabahları boğazda kuruma, yapışıklık hissi olur. Uyku kalitesi olumsuz etkilenir ve genellikle dinlenmemiş uyanılır. Ayrıca burundan rahat nefes alamama durumu efor kapasitesini bir miktar düşürür. • Sık tekrarlayan Üst Solunum Yolu Enfeksiyonu (sinüzit, farenjit vs); Belirgin deviasyonu olan kişiler daha sık üst solunum yolu enfeksiyonu geçirir ve iyileşmeleri de genelde daha uzun sürer. • Tekrarlayan burun kanaması; Özellikle keskin çıkıntı şeklinde deviasyonu olanlarda çıkıntı olan bölgede mukoza incelir, kurur ve zaman zaman burun kanamasına neden olabilir.• Koku alma güçlüğü; Deviasyon burun içinin üst kısmındaki koku bölgesine koku moleküllerinin ulaşmasını engelleyerek koku alma güçlüğüne sebep olabilir. • Yüz bölgesinde ağrı; Mukozal temas bölgeleri oluşturarak kontakt baş ağrısına neden olabilir. Bu tür ağrılar genelde yüzün ön bölgesinde ve künt karakterlidir. Çok şiddetli değildir ancak rahatsız edicidir. • Geniz akıntısı • Deviasyon doğrudan kalp veya akciğer hastalığına neden olmaz ancak var olan bir hastalığı artırabilir. Teşhis Nasıl Konulur? Burun spekulumu denen aletle burun kanatları biraz açılarak burun septumu muayene edilir. Septumun arka kısmı, burun etleri, sinüs kanallarının burun içine açıldığı yerlerin de görülmesi için endoskopik muayene yapılır. Endoskopik muayenede burun endoskopu denen, ucunda minik kamera ve ışık bulunan 2,7 veya 4 mm kalınlığında bir aletle burun içinden muayene yapılır. Her iki muayene yöntemi de ağrısızdır ve kısa sürer. Deviasyon teşhisi için sıklıkla tetkik gerekmez, ancak beraberinde burun etlerinde aşırı büyüme, sinüzit, polip gibi başka burun problemleri de varsa sinüs tomografisi çekilerek burun ve çevresindeki sinüs yapıları detaylı olarak değerlendirilebilir. Tedavi Nasıl Yapılır? Septum deviasyonunun tedavisi ameliyattır. Deviasyon ameliyatına “septoplasti” denir. Septoplasti genel anestezi, lokal anestezi veya sedasyon dediğimiz tam uyutulmadan yapılabilir. Önceki yıllarda daha çok lokal anestezi ile yapılırken son yıllarda anestezideki gelişmeler, anestezi uzmanlarının yeterli sayıda ve tecrübede olması, hasta ve cerrahın daha konforlu olmasından dolayı genel anestezi tercih edilmektedir. Ameliyat öncesinde anestezi doktoru muayenesi ve bazı tetkiklerle ameliyata engel veya riskli bir durum olup olmadığı değerlendirilir. Septoplasti Ameliyatı Hangi Yaşlarda ve Mevsimde Yapılır? Kıkırdak-kemik gelişiminin büyük ölçüde tamamlandığı kızlarda 16-17, erkeklerde 17-18 yaşından sonra yapılabilir. Ameliyata engel bir durum olmadıkça üst yaş sınırı yoktur. Bazı istisnai durumlarda çocuklarda da septoplasti ameliyatı yapılabilir. Özellikle burundan nefes almayı tamamen engelleyen, uyku apnesine neden olan, ağız-çene-diş gelişimini olumsuz etkileyen deviasyon varlığında “çocuk septoplastisi” yapılabilir. Ancak çocuklarda büyüme gelişme devam ettiği için burun septumunun büyüme noktalarına dokunmadan sınırlı bir müdahale ve düzeltme yapabiliriz. Bu çocukların yaklaşık yarısında 17-18 yaşında tekrar ameliyat gerekebilmektedir.Septoplasti ameliyatı her mevsim yapılabilir ancak yoğun mevsimsel alerjik riniti olanlarda ameliyat sonrası burun içi ödem, hapşırık ve buna bağlı kanama daha sık olabileceğinden bu hastalarda alerji dönemi geçtikten sonra ameliyat önerilir. Septoplasti Ameliyatı Nasıl Yapılır? Ameliyatta burun içinden bir kesi yapılarak burun septumuna ulaşılır. Aşırı eğri kemik kırılarak çıkarılır. Kıkırdakdaki eğrilikler mümkünse burun içinde, değilse dışarı çıkarılarak düzeltilir ve burun içine geri konulur. Daha sonra yapılan kesi kendiliğinden eriyen dikişlerle dikilir. Burnun dışında da eğrilik olduğunda, yüksek deviasyonda, septum kıkırdağının ucundaki deviasyonlarda burun içinden düzeltme yapmak zor olabilir. Bu durumda açık teknik dediğimiz yaklaşımla (burun cildi kaldırılarak) ameliyat yapılır. Ameliyat süresi deviasyonun türüne ve seçilen cerrahi yaklaşıma göre 30 dakika ile 1,5 saat arasında değişir. Ameliyattan sonra 3-4 saat gözlemlenen hasta, sonrasında kontrol edilerek evine gönderilebilir. Eğri burunlarda yani burnun orta hattan sağa veya sola yattığı, C şeklinde veya S şeklindeki burunlarda burun septumunu tek başına düzeltmek zordur. Burnun dışı nereye giderse içi de oraya gider. Bu durumda başarılı bir sonuç için burnun hem dışını hem de içini düzeltmek gerekir. Yani “septorinoplasti” dediğimiz estetik ve fonksiyonel burun cerrahisini beraber yapmak gerekir. KONKAPLASTİ (BURUN ETLERİNE YÖNELİK AMELİYATLAR) ![]() Burun yan duvarlarında burun eti (konka) denilen yapılar bulunur. Bu yapıların iç kısmı kemik iskelet dış kısmı ise süngerimsi yumuşak dokudan oluşur. Burun etleri (konkalar) damar açısından zengindir. Solunum sırasında havanın ısıtılmasını, nemlenmesini, filtre edilmesini ve iletimini sağlarlar. Ancak bazı durumlarda gereğinden büyük olan burun eti (konka) burnun tıkanmasına neden olarak sağlıklı nefes almayı zorlaştırır. Bu durum ameliyat ile tedavi edilebilmektedir. Genel ya da lokal anestezi altında yapılan burun eti ameliyatında; burun etinin (konkanın) tamamen alınması değil, küçültülmesi amaçlanır. Bu işlem sırasında konka yüzeyinin yapısını büyük oranda korunması da önemli olan bir diğer noktadır. Burun eti (konka) ameliyatlarında yaygın olarak kullanılan teknikler şöyle sıralanabilir: • Burun etinin ısı etkisiyle küçültülmesi (koterizasyon veya lazer) • Burun etinin radyofrekans dalgaları ile küçültülmesi • Burun etinin iç yumuşak dokularının azaltılması için mikrodebrider kullanımı • Burun eti kemiğinin küçültülmesi veya kırılarak yana doğru itilmesi • Burun etinin kesilerek tamamının ya da bir kısmının çıkarılması ENDOSKOPİK SİNÜS CERRAHİSİ (SİNÜZİT AMELİYATLARI, BURUN POLİPİ AMELİYATLARI) ![]() Endoskopik Sinüs Cerrahisi (ESC) paranazal sinüs diye adlandırılan burun boşluklarının müspet iltihabi durumlarında, polip denilen et büyümelerinde, travmalara bağlı veya nedensiz olabilen beyin sıvısı kaçaklarında başarı ile uygulanabilen lokal veya genel anestezi ile yapılabilen cerrahi yöntemdir. Sinüslerin karmaşık yapısı, göz-beyin gibi hayati organlara yakın komşuluğu nedeni ile dikkatle ve tecrübe ile yapılması gereken bir prosedürdür. Cerrahi süresi hastalığın yaygınlığına göre değişmekle beraber ortalama yarım saat ile 2 saat arasında değişmektedir. Bu cerrahi sırasında eş zamanlı burun kıkırdak kemik eğrilikleri düzeltilebilir, estetik yapılabilir ve burun etlerine müdahale edilebilir. Ameliyat sonrası burun orta kemiğine müdahale edilmediyse tampon kullanımı genelde gerekmez, ancak eğrilik düzeltilen durumlarda buruna tampon yerleştirilebilir. Kimlere endoskopik sinüs cerahisi yapılır? Kronik sinüzit hastalarına, nazal polipozis hastalarına, antrokoanal polip hastaları, inverted papillom hastaları, sinüzite bağlı göze hastalık yayılmış olanlarda, nazal kavite veya sinüslerin kitlelerine, travmalar sonrası beyin omurilik sıvısı kaçakları olanlara, durdurulamayan burun kanamaları kontrolleri için dibi burun ve sinüslerle ilgili bir çok hastalıkta başarı ile uygulanabilmektedir. Ameliyat sonrası dönem nasıl olur? Ameliyat sonrasında antibiotik kullanımı, burun boşluğunu nemlendiren ve kabuklanmayı azaltan serum suyu kullanımı, alerjik ve polipli hastalarda ameliyat sonrasında kortizon içeren spreyler ve damlalar kullanımı önerilebilir. Endoskopik sinüs ameliyatları sonrasında burun boşluklarının ofis ortamında tekrarlayan ortalama birer haftalık aralıklarla iyileşme sağlanana kadar pansumanları olabilmektedir. RİNOPLASTİ (ESTETİK BURUN AMELİYATLARI)
Burun Estetiği (Rinoplasti)
Nedir? Rinoplasti, burun
septumundaki deviasyon benzeri bazı
tıbbi sorunların düzeltilmesi veya
sadece burun özelliklerinin
iyileştirilmesi için yapılan cerrahi
bir uygulamadır. Burun
görünümlerinin iyileştirilmesi için,
her yıl bir milyondan fazla kişi yüz
ve plastik cerrahına başvurarak
rinoplasti ameliyatı yaptırmaktadır. Rinoplasti, burnun
mevcut görünüm ve fonksiyonlarını
iyileştirmek amacıyla burnun kemik
ve kıkırdağını yeniden
şekillendirilerek yapılan güvenli ve
komplikasyonları olmayan bir
uygulamadır. Rinoplastinin hedefi
yüzün diğer özellikleriyle uyum
sağlamak üzere burnun estetik olarak
düzeltilmesidir. Burnunuz yüzünüzle
uyumlu olmalıdır. Eğer burnunuzda
göze hoş gözükmeyen bir kemer varsa,
burnunuzun uç kısmı aşırı derecede
sarkıksa veya burnunuzun fazla kalın
veya ince olmasından ötürü burnunuz
yüzünüzün geri kalanıyla orantısız
görünüyorsa, rinoplasti bu
sorunların aşılması için mükemmel
bir çözümdür. Rinoplasti (burnun
yeniden şekillendirilmesi)
görünümünüzü değiştirerek
özgüveninizi arttırabilir ve
sağlığınıza olumlu yönde katkıda
bulunabilir. Ameliyattan sonraki dört hafta boyunca ağır faaliyetlerden kaçınılmalıdır. Bu süreçte güneş ışınlarından ve burnu yaralayabilecek her türlü risk faktöründen uzak durulmalıdır. Gözlük kullanılıyorsa, burnun üzerine yük binmesini önlemek için bant kullanılmalıdır.
|
Odyometri (İşitme Testi)
Genel olarak odyometrik testler adı verilen işitme testleri kulak hastalıklarının değerlendirilmesinde son derece önemlidir. Hastalığın teşhisinde ve tedavisinin belirlenmesinde bu testlere sıklıkla başvurulmaktadır.
İşitme testi yaptırmak olası bir işitme kaybının erken teşhisini sağlar ve böylece geri dönülemez
kayıpların önüne geçilebilir veya erken dönemde tedaviyi mümkün kılar.Aşağıdaki durumlarda bir KBB uzmanımıza görünmeniz ve bir işitme testi yaptırmanız faydalı olacaktır.
Bu sorulardan bir kaçına “Evet” cevabı veriyorsanız sizi işitme testi için tıp merkezimize davet ediyoruz.
YENİ DOĞAN İŞİTME TARAMALARI (OAE, ABR BERA)
İşitme kaybı çocukların konuşma ve dil gelişimini, psikolojik ve sosyal gelişimini olumsuz yönde etkiler. Yapılan araştırmalarda ilk 6 ayda işitme kaybı tanısı konup işitme rehabilitasyonu sağlanmış bebeklerin 7 ay ve sonrasında tanılanan bebeklere göre alıcı ve ifade edici dil becerileri daha iyi bulunmuştur. İşitme kaybı tanısının konma yaşı geciktikçe hastanın dil ve konuşma gelişimi yaşıtlarına göre daha yavaş, yetersiz olmaktadır. İşitme kaybı açısından risk faktörü olsun ya da olmasın tüm bebeklere işitme taraması uygulanması gereklidir. Çünkü bazı hastalarda risk faktörü olmadığı halde de işitme kaybı tespit edilebilmektedir.
Erken teşhis çok önemlidir. İşitme taramalarının amacı işitme kaybının ilk aylarda erkenden tanısını koymak, çocuğun konuşma gelişim dönemini kaçırmadan işitsel rehabilitasyonu sağlamaktır. Yenidoğan işitme taramalarının 3 aşaması bulunur. Yapılan testlerden alınan olumlu ya da olumsuz sonuca göre tarama ya sonlandırılır ya da bebek takip edilir. Sonuç kâğıdına test edilen kulakta geçti ya da kaldı olarak belirtilir. İlk aşamada hastanın işitme kaybı risk faktörüne sahip olup olmamasına göre bir ya da iki test yapılır. Her iki kulaktan da geçme durumunda ilk aşamada aileye bilgi verilerek tarama sonlandırılır. Bebek testlerden kaldıysa ikinci aşama için randevu verilir. İkinci aşamada birden çok test yapılabilir. Kulak burun boğaz muayenesi gerekebilir. Yenidoğan işitme tarama testleri “Tarama Emisyonu” ve” Tarama ABR” dir.
Tarama Emisyonu
Tarama testlerini İşitme Tarama protokolleri konusunda eğitim almış personel uygular. Emisyon cihazı elde taşınabilir ve küçüktür. Cihaza bağlı kulak içine yerleştirilen küçük bir kulaklığı bulunur. Bu küçük kulaklık vasıtasıyla tüylü hücrelerden (Dış Tüy Hücreleri) gelen yanıtlar kaydedilir. Otoakustik emisyon ile iç kulağın aktif mekanizması hakkında bilgi edinilir. Ağrısızdır, uygulanması kolay ve kısa sürelidir. Testin yapılabilmesi için hastanın sessiz olması ve hareket etmemesi gereklidir.
Tarama ABR
ABR (Auditory Brainstem Response- İşitsel Beyinsapı Cevabı) olarak adlandırılan test ile işitme sisteminin işitsel uyarana karşı cevabı, başın belli yerlerine yerleştirilen elektrotlar vasıtasıyla kaydedilmektedir. Hastanın tepkisine bağlı olmayan, uyurken yapılan bu test ile hastanın işitme düzeyi ve beyinsapı düzeyinde işitme yolları ile ilgili önemli bilgiler edinilmektedir.
TİMPANOMETRİ
Timpanometri kulak zarı ve orta kulağın uyumluluğunu değerlendirmek için kullanılan basit, güvenilir ve objektif bir çalışmadır. Östaki borusunun işlevi olan kulak zarı, orta kulak işlevi için çok önemlidir; işte bu basınç farkları için timpanometri kullanılır. Aynı zamanda akustik immitans testi olarakta bilinen bu testte, cihaz kulak zarı arkasına yerleştirilir.
Timpanometri Neden Yapılır?
Özellikle çocuklarda işitme kaybına yol açabilecek hastalıkları teşhis etmeye yardımcı olabilir. Test, basınçtaki değişikliklere cevaben timpanik membranın hareketini ölçer.
Timpanik membran, kulağın orta ve dış kısımlarını ayıran ince bir dokudur. Test sonuçları, timpananogram adı verilen bir grafiğe kaydedilir.
Ayrıca bu test, aşağıdaki sorunlar içinde kullanılır;
Bununla beraber doktor, birkaç hafta boyunca hastanın orta kulağına ne kadar sıvı aktığını kronikleştirmek için bu testi yapabilir.
Timpanometri Nasıl Yapılır?
Testten önce, ilk basamak olarak doktor, kulak kanalının içine otoskop adı verilen özel bir aletle bakabilir. Bu işlem, kulak içinde, kulak kiri veya yabancı bir cismin kulakta olup olmadığından emin olmak için yapılan bir işlemdir. Ardından, kulak kanalına prob tipi küçük bir el cihazı yerleştirilir. Prob, çeşitli boyutlarda mevcut olan bir kulak tıkacı ile çevrilidir, böylece kulak kanalı çalışma ile bağlantılı olarak hava sızdırmaz şekilde kapatılır. Bu işlem biraz rahatsız edici olabilir ve cihaz ölçüm almaya başladığında yüksek sesler duyulabilir. Bu test, kulak zarının ileri geri hareket etmesini sağlamak için kulaktaki hava basıncını değiştirir. Kulak zarı hareketinin ölçümleri bir timpanograma kaydedilir. Yanlış bir sonuç çıkmaması için, test boyunca hareket edilmez, konuşulmaz veya yutkunulmaz. Test her iki kulak için yaklaşık 2-3 dakika veya daha az sürer. Her yaştan insanlar bu testi yaptırabilir.
Test sonuçları normal çıkarsa aşağıdaki şekilde değerlendirilir;
Test sonuçları anormal çıkarsa aşağıdaki şekilde değerlendirilir